Önemli bir ekonomik kaynak olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemiz toplamda 7 ayrı bölgeden oluşmaktadır. Bu kapsamda İç Anadolu bölgesinde yer alan Tuz gölü, tam olarak bir il ile sınırlı kalmamaktadır. Aksaray, Konya ve Ankara sınırlarına komşu bir Göl’dür. Türkiye’nin %40 oranında tuz ihtiyacını karşılamaktadır.
Tuz gölü, tek başına bir su birikintisinden oluşmaktadır. Yani herhangi bir dere kaynağı olmayıp, farklı alanlara da taşındığı söylenemez. Kapalı bir havza şeklinde düşünülebilir. Yağış bakımından kurak bir bölgede bulunması tuz üretimi için herhangi bir sorun teşkil etmemektedir. Çok öncelerden tuz gölüne su getiren dereler bulunduğu bir gerçektir. Ancak bu kaynakların zamanla kuruması ve ortadan kaybolması ile birlikte sadece yağış ile kendisini beslemektedir.
Tuz Gölü Önemi ve Özellikleri
Tuz gölü Türkiye’nin Van Gölünden sonra ikinci büyük gölü olarak bilinir. 80 km uzunluğunda ve 100 km genişliğinde olup 1-2 metre derinliğe sahiptir. Denizden yüksekliği ise 905 metre olarak bilinir. Birçok kuşa da ev sahipliği yapan Tuz gölünün son yıllarda yok olma tehdidi ile de gündeme geldiğini söyleyebiliriz. Yapılan araştırmada 1915 yılından 2016 yılına kadar %85 oranında küçüldüğü gözlemlenmiştir. Bu kapsamda çok kısa bir zaman sonra komple yok olması an meselesi denilebilir.
Yaz aylarında buharlaşması sonucunda ortaya çıkan tuz tabakası makinalar aracılığı ile toplanarak işlenmektedir. Tuz işlemesini üstlenen fabrikalardan birisinin Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde olması nedeniyle bu ilçenin ekonomisine büyük katkı sağladığı görülmektedir.
